DİŞ HEKİMİ KORKUSU
DİŞ HEKİMİ KORKUSU(DENTAFOBİ)
Diş hekimi korkusu Türk toplumunun yaklaşık % 25 inde görülmektedir. Çocuklarda ise yaklaşık 10 çocuktan 9’unda diş hekimi korkusu vardır. Korkuya en fazla neden olan etkenler ; dental enjektörün görülmesi, enjeksiyon işleminin kendisi ,aerotör ( dolgu yapmada kullanılan alet) kullanımı, kan görülmesi, geçmişte yaşanan veya bir başkasının anlattığı tatsız tecrübeler ve kulaktan dolma yanlış bilgilerdir. Diş hekimi korkusu ne yazık ki bazı filmlerde, karikatürlerde ve dergilerde mizah amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bu durum, diş hekimi hakkında hiçbir negatif duygusu bulunmayan erişkin ve çocuklarda korkuya neden olmakta, zaten var olan korkuya sahip bireylerde ise korkunun pekişmesine neden olmaktadır.
Hemen hemen tüm diş hekimleri diş hekimi korkusu yaşayan hastalarla çalışmak durumunda kalmışlardır. Diş hekimine karşı böyle bir korku duyuyor ve bu nedenle mevcut problemlerinizi sürekli erteliyorsanız, atılması gereken ilk adım diş hekiminden randevu alınırken bu korkudan söz edilmesidir. Böylece alınacak randevu saatinin hem hekim hem hasta için en uygun zamanda olması sağlanacaktır. İkinci olarak yapılması gereken, hastanın korkuları konusunda hekimiyle açık bir şekilde konuşmasıdır. Hasta, diş hekiminden neden korkuyor ve bu konuda neler yapılabilir? Hastalara tedavi sırasında yapılacak işlemler ve tedaviden sonraki iyileşme dönemi hakkında bilgi verilmesinin korkunun/kaygının azalmasında olumlu etkileri olduğu bildirilmiştir.
Diş doktoru tarafından hastaya tedavi sırasında yapılacak olan işlemler adım adım anlatılabilir ve ağrı duyulduğunda hastanın elini veya parmağını kaldırarak haber vermesini isteyebilir. Böylece hastaya işlemin ağrı duyulduğu anda kesilebileceği garantisi verilerek korku azaltılabilir.
Bazı insanların ise daha ciddi korkuları olabilir. Bu durumlarda oral veya damardan sakinleştiriciler verilmesi gerekebileceği gibi bazen genel anestezi dahi gerekli olabilir. Ayrıca psikoterapinin yanında hipnoz kullanılarak bu korkuların yenilmesinde yardımcı olunabilir. Bunun için diş hekimi ile diğer bazı alanlardaki doktorların ve psikoloğun işbirliği yapmaları gerekmektedir.
Diş hekimi korkusunun çok büyük bir kısmını hem erişkinlerde hem de çocuklarda iğne=anestezi korkusu olşturmaktadır. Gerek iğnenin görüntüsü, gerekse de duyulacak acının insanın bilinç altında büyütülmesi bu korkuyu oluşturur.
Ağrısız bir tedavinin ilk şartı ; anestezidir. Bu nedenle iğneden korkan kişiler gerçekte çok az hissedecekleri veya hiç hissetmeyecekleri bir işlemden – yani anesteziden – kaçarak çok daha fazla hissedecekleri bir ağrıyı yaşayabilirler. Gelişen teknoloji hastaların ağrı duymaması için bir çok alternatif sunmaktadır. Bu nedenle günümüzde hastalar pek ağrı ile karşılaşmamaktadır. Örneğin teknolojinin gelişmesiyle dişhekimliğinde anestezi amacıyla kullanılan iğnelerin uçları bir milimetreden daha az çapları olacak şekilde (0.35-0.40 mm) yapılmaktadır. İğnenin çapının çok ince olması nedeniyle hasta çoğu zaman iğneyi hissetmemektedir. Fakat yine de endişelenen hastalar için iğne yapılmadan önce sprey veya jel şeklindeki yüzeysel anestezikler kullanılarak iğnenin hiç hissedilmemesi sağlanabilir.
Diğer yandan diş hekimliğinde kullanılan delici aletin çıkardığı sesten rahatsızlık duyanlar için tedavi sırasında walkman veya ipod kullanması önerilebilir.
Çocuklarda Diş Hekimi Korkusu
Ülkemizde maalesef süt dişleri nasılsa düşecek düşüncesi ile ne çocuklar diş hekimine kontrole ne de süt dişlerindeki basit problemler için tedaviye götürülmektedirler. Mevcut problem ancak ilerlediğinde ve ağrı dayanılmaz bir hal aldığında dişhekimine başvurulmaktadır. Bu nedenle de ilk kez diş hekimine gelen çocuk ya kanal tedavisi, ya derin bir dolgu ya diş çekimi gibi ileri boyutlu bir işlemle tanışmaktadır. Bu da doğal olarak çocukta ciddi bir korku gelişmesine neden olmaktadır.
Çocukların dişhekimine alıştırılmaları için ; küçük yaşlarda dişhekimine ” tanışma ” amacıyla götürülmeleri tavsiye edilir, hatta bu tanışmalar onların yaş günleri özel günlerine denk getirilebilir veya çok sevdiği bir yere gitmeden önce eğlence maksadıyla dişhekimine götürülebilirler. Böylece ilk deneyiminde çocuk ağrısız ve korkusuz bir gün geçirir. Daha sonraki seanslarda ise mümkün olduğunca ağrısız müdahaleler yapılmalıdır.
Unutulmamalıdır ki çocuklar sadece canlarının yanıp-yanmadığını bilir. Olayları doğru bir şekilde yorumlayamazlar. Bu nedenle yapılacak tedaviler birden değil, zamana yayılarak yapılmalı, çocuk ürkütülmemelidir.Bu şekilde çocuğun dişhekimleri ile ilgili olumsuz izlenimler edinmemesini sağlanır. Bunun sonucunda dişhekimi korkusunun geliştiği en önemli dönemler sağlıklı bir şekilde atlatılır.
Leave a reply